Cumana el Hüseyni (1932-2018) Kudüs’te dünyaya geldi.Baba tarafından dedesi İngiliz mandası döneminde Kudüs baş müftülüğü yapan ve hem İngiliz mandasına hem de Siyonist işgale karşı direnen Haj Emin el Hüseyni’ydi. Babası Cemal Hüseyni ise 1919 ve 1934 arası Filistin’in çeşitli bölgelerinde gerçekleştirilen Filistin Arap Kongrelerinin yürütme konseyi başkanlığını yapmış ve Arap İsyanı (1936-39) sürecine Suriye ve Irak’a giderek destek vermiş, 1939 Londra Konferansına Arap delegasyonunun başkanı olarak katılmış; 1941’de İngilizler tarafından tutuklanmış ve beş yıl boyunca Rodos’ta sürgüne mahkum edilmiş, Filistin ve Arap dünyasında iyi tanınan bir işgal karşıtı figürdü.
1947’de Nekbe’nin başlangıç sürecinde Hüseyni ailesi deKudüs’ten çıkarıldı ve Beyrut’a göç etti. Beyrut Kız Yüksek Okulunda (Bugünkü Lübnan Amerikan Üniversitesi) siyaset bilimi eğitimine başlayan Cumana, sanat derslerinde resme ilgisini fark etti ve hocalarının teşvikiyle siyaset bilimi eğitimini bırakarak Beyrut Amerikan Üniversitesinde güzel sanatlar okumaya başladı ve buradan mezun oldu.
Bu dönemde Beyrut’ta yaşayan Filistinli sanatçılar iki gruba ayrılıyordu: Bir grup kamplarda yaşıyor ve çalışıyor, toplumcu gerçekçi bir sanat üretiyor; diğer grupsa Beyrut’un kozmopolit sanat çevrelerinde yer alıyor ve daha deneysel, soyut bir sanat üretiyordu. Cumana el Husseini, iki gruba da dahil değildi; biristisna olarak sanatıyla iki grup arasında köprü oluşturuyordu. Filistin ve Filistin gerçekliği, Cumana’nın sanatında çok önemli bir yer tutuyordu; ancak Cumana, sanatın imkânlarını da zorluyor, deneysel bir estetiğin peşinden gidiyordu.Sanatçı, Filistin’in ve sanatın kendisi için ne ifade ettiğini şu sözlerle anlatır:
“Tuvalde Filistin’i yeniden buldum. Gençliğimi, hayatımın ilk günlerini tuvalde yeniden yaşadım – bütün anılar, kuşlar, çiçekler, kelebekler, yeşillikler, Ölü Deniz, pencereler, kapılar, Filistin’in gökyüzü. Burası kendimi bulduğum yer.”
Sanat yaşamı boyunca resim, heykel, seramik ve nakış (geleneksel Filistin işlemesi, “tatreez”) gibi çeşitli alanlarda ürünler veren Cumana el Hüseyni, 70lerin başından itibaren karışık teknik yoluyla, örneğin yağlı boya ile nakışıbirleştirerek güzel sanatlar ile el sanatları arasındaki sınırı tanımayan işler üretti. İşlerinde Kudüs’ün oldukça önemli bir yer tuttuğu sanatçı, çeşitli metinleri ve dahi Samih el Kasimgibi önemli Filistinli şairlerin dizelerini işlerinde estetik bir unsur olarak kullandı. Sanatçının bir diğer dikkate değer yönüde Kudüs’ü tasvir ettiği işlerinde insan kullanmaktan kaçınması ve kullandığı renk ve boşluklarla işlerine rüyaları andıran – düşsel bir boyut kazandırmasıdır.
1982’de Beyrut’un “İsrail” tarafından işgalinin ardından Paris’e yerleşen sanatçı, burada Uluslararası Güzel Sanatlar Okulunda vitray eğitimi de alarak sanatının içerdiği çeşitliliğe katkıda bulundu.
İşleri, Amman (Ürdün), Ramallah (Filistin), Kudüs (Filistin), Dhahran (Suudi Arabistan), Doha (Katar), Beyrut (Lübnan)gibi pek çok Arap şehrinin yanı sıra Londra ve Paris gibi Batı şehirlerinde de çeşitli solo ve toplu sergilerde yer bulan sanatçı, 11 Nisan 2018 tarihinde, Paris’te hayata gözlerini yumdu.
Kaynaklar:
https://dafbeirut.org/en/jumana-el-husseini