Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah beklenen konuşmasını yaptı ve Lübnan direniş grubunun Lübnan’ı İsrail saldırganlığından koruma taahhüdünü ve gerekirse İsrail’e karşı ‘sınırsız bir savaş’ yürütme istekliliğini ve kabiliyetini vurguladı.
Nasrallah’ın konuşması, İsrail’in Beyrut’ta üst düzey Hamas liderlerinden Salih el-Aruri’ye suikast düzenlemesinden bir gün sonra ve İran’da 84 kişinin ölümüne neden olan bir saldırı düzenlediği gün geldi.
Nasrallah, İsrail’in Gazze’deki eylemleri nedeniyle dünyada ‘hiçbir etik veya yasal güvenilirliği’ olmadığını söyledi. İsrail’in artık ‘sivilleri mülksüzleştiren, aç bırakan ve terörize eden kadın ve çocukların katili’ ve ‘zamanımızın en büyük soykırımını’ gerçekleştiren varlık olarak bilindiğini savundu.
İsrail’in gücünün ‘terörize etme yeteneğine’ dayandığını belirten Nasrallah, bu yeteneğin, Hizbullah’ın 2000 yılında İsrail güçlerini güney Lübnan’dan çıkarmasıyla zayıflamaya başladığını ve 2006’daki Temmuz Savaşı sırasında İsrail’in yenilgiye uğramasından sonra daha da zayıfladığını vurguladı.
Nasrallah, Hamas ve Hizbullah’ı kastederek, her iki direniş grubunun da bugün İsrail’le yüzleşmeye her zamankinden daha istekli olduğunu söyledi. Yemen’in de Gazze’yi desteklemek için İsrail limanlarına veya gemilerine saldırılar düzenlerken İsrail’in misillemesini düşünmediğini ve ABD’nin misillemesinden korkmadığını kaydeden Nasrallah, İsrail’in Gazze’de zafer ilan edemediğini, bunun yerine, Salih el-Aruri’nin ‘korkakça öldürülmesi’ yoluyla zafer ilan etmeye çalıştığını ifade etti.
Nasrallah’a göre, Aksa Tufanı operasyonunun en önemli sonuçlarından biri de ABD’nin imajının zedelenmesi oldu.
İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği tüm cinayetlerin ABD silahlarıyla gerçekleştirildiğine işaret eden Nasrallah, “ABD’nin İsrail’in sivilleri hedef almadığı yönündeki iddialarına kimse aldanmıyor. 20.000 veya daha fazla Filistinli şehit kazada mı öldürüldü?” diye sordu.
Nasrallah, İsrail’in savaş kabinesinde İsrailli bir generalin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya, iki kez Lübnan’a savaş açmamasını, çünkü bunun İsrail’in üçte ikisinin yok olmasına yol açacağını söylediğini söylediği bir tartışmanın nasıl olduğunu ayrıntılarıyla anlattı.
Nasrallah, Lübnan’ı koruyan şeyin ‘güçlü olmaları ve silahları’ olduğunu da sözlerine ekledi. Hizbullah lideri, “Geçmişte, İsrail’e karşı sınır boyunca düzenli olarak yürüttüğümüz operasyonlardan sadece biri, İsrail’in bize karşı tam ölçekli bir savaş başlatmasına neden olurdu. Bu tür yüzlerce operasyondan sonra neden bunu yapmadı? Çünkü Lübnan güçlü,” dedi.
Nasrallah, İsrail’in Beyrut’un Dahiye mahallesinde insansız hava aracı saldırısı ile Aruri’yi öldürmesine atıfta bulunarak, “Dün olanlar tehlikeli. Dün gece İsrail’den Lübnan’a saldırmak istemediklerini söyleyen bir mesaj aldık,” dedi.
Aruri’nin öldürülmesinin Hamas’a yönelik bir saldırı olduğunu söyleyen Nasrallah, “Ama dün olanlar tehlikeli ve caniceydi ve bu suç misilleme olmadan geçmeyecek. Aramızda savaş meydanı, günler ve geceler var,” diyerek misilleme imasında bulundu.
İsrail’in Lübnan’a savaş açmayı düşünmesi halinde, ‘sonu olmayan, sınırsız bir şekilde savaşacaklarını’ söyleyen Nasrallah, “Düşman bunu biliyor. Savaştan korkmuyoruz. Amerikalılar bizi tehdit etti. Ve Fransızlar ve İngilizler. Durmadık. Bize karşı savaş başlatmayı kim düşünürse pişman olacak. Şimdiye kadar Lübnan’ın çıkarları uğruna itidalli davrandık, ancak İsrail bizimle savaş başlatmakta ısrar ederse, Lübnan’ın çıkarları sınırsızca, sonuna kadar savaşmamızı gerektirecektir,” dedi.