Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Türkiye’nin NATO üyeliğinden Suriye ile normalleşme tartışmalarına kadar bir dizi konuda İngiliz haber ajansı Reuters’in sorularını yanıtladı.
Savunma Bakanı Reuters’e verdiği demeçte, bazı Batılı müttefiklerin Ankara’nın Batı’dan uzaklaşabileceği yönündeki endişelerine rağmen, Türkiye’nin NATO’ya karşı sorumluluklarına tam olarak bağlı olduğunu söyledi.
Güler verdiği yazılı bir mülakatta Türkiye’nin NATO üyeliğinin Şanghay İşbirliği Örgütü ile ilişkilerini geliştirmesine engel olmadığını savundu. Güler, “Bunun dışında önceliğimiz önemli bir müttefik olarak NATO’ya karşı sorumluluklarımızı yerine getirmek ve müttefiklerimizle dayanışmayı güçlendirmektir. Odak noktamız NATO’nun hazırlıklı, kararlı ve güçlü olması olmalıdır,” diye ekledi.
Rusya’dan S-400 savunma sistemleri satın aldığı için ABD tarafından yaptırım uygulanan ve 2019’da F-35 savaş uçağı programından çıkarılan Ankara, Washington’dan 40 Block-70 F-16 savaş uçağı ve 79 modernizasyon kiti tedarik etmek için çalışıyor. Anlaşma, Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğine yeşil ışık yakmasının ardından onaylandı.
Güler, jetlerin alımının belirlenen takvim doğrultusunda devam ettiğini ve ayrıntılar üzerinde görüşmelerin sürdüğünü söyledi. Bakan, “F-16’ların tedariki ve modernizasyonu konusunda varılan mutabakattan memnunuz ve projenin son jet teslim edilene kadar sorunsuz bir şekilde tamamlanacağını umuyoruz,” dedi.
Türkiye’nin F-35 programına geri dönmek isteyip istemediği sorusuna Güler, Ankara ile Washington arasında bu konudaki görüşmelerin devam ettiğini söyledi. Türkiye’nin Almanya, İngiltere ve İspanya’dan 40 adet Eurofighter Typhoon savaş uçağı satın almakla ilgilendiğini, fakat henüz somut bir gelişme olmadığını ve müttefiklerinden olumlu bir yanıt almayı umduğunu sözlerine ekledi.
Suriye ile ‘normalleşme’: TSK varlığı devam edecek
Geçtiğimiz ay Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara’nın 2011 Suriye savaşından sonra kopardığı ilişkilerin normalleştirilmesini görüşmek üzere Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ı davet edeceğini söylemişti.
Esad ise, görüşmelerin ancak Türk güçlerinin Suriye’nin kuzeyinden çekilmesi de dahil olmak üzere temel konulara odaklanmaları halinde gerçekleşebileceğini söyledi.
Güler, “uygun koşulların” yaratılması halinde Ankara’nın 2020’de başlattığı bölgesel cazibe atağının bir parçası olarak komşuların yeniden bakanlar düzeyinde bir araya gelebileceğini söyledi.
Bakan, “Kapsamlı bir anayasanın kabul edilmesi, özgür seçimlerin yapılması, kapsamlı bir normalleşme ve güvenlik ortamının yaratılması için elimizden gelen her türlü desteği vermeye hazırız ve ancak bunlar yapıldığında ve sınırımızın güvenliği tam olarak sağlandığında karşılıklı koordinasyon yoluyla gerekeni yapacağız,” dedi. Güler bu cevabı Türkiye’nin Suriye’den çekilme ihtimaline ilişkin bir soruya karşılık olarak verdi.
Türkiye ve Irak’ın “terörle mücadele” konusunda son dönemde attığı ortak adımların ilişkilerde bir “dönüm noktası” olduğunu savunan bakan, askeri faaliyetler için ortak bir operasyon merkezi kurulmasına yönelik teknik çalışmaların devam ettiğini de sözlerine ekledi.
Irak, Türkiye, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri ile planlanan Kalkınma Yolu Projesi ticaret koridorunun Irak kısmının “PKK tehdidi altında” olduğunu ve güvence altına alınması gerektiğini de sözlerine ekledi.
Ukrayna savaşında ‘dengeli yaklaşım’ vurgusu
Güler ayrıca Türkiye’nin Rusya ve Ukrayna arasında olası bir barış için “dengeli ve aktif yaklaşımını” sürdürdüğünü belirterek ateşkesin öncelikli olması gerektiğini sözlerine ekledi.
Güler ayrıca Türkiye’nin geçtiğimiz ay, son yıllarda önemli bir müttefik haline gelen Somali sularına deniz desteği gönderme kararının, Ankara’nın Mogadişu’ya verdiği “terörle mücadele” desteğini deniz güvenliğini de kapsayacak şekilde genişletmeyi amaçladığını söyledi.