Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’nin (FHKC) ilk Genel Sekreteri Ebu Ali Mustafa’nın (2001) halefi olarak seçilen Genel Sekreter Ahmed Saadat, işgal hapishanelerinde esir olarak tutulmasına rağmen mücadeleye devam ediyor ve FHKC’nin işlerini takip edebiliyor. Saadat, Halk Cephesi’nin sekizinci konferansında yeniden Genel Sekreter olarak seçildi.
Genel Sekreter Ahmed Saadat kimdir?
Ahmed Saadat, 1953 yılında işgal altındaki Batı Şeria’nın Al-Bireh şehrinde doğdu. 1975’te mezun olduğu Öğretmenler Enstitüsü’nde matematik okudu. Özellikle 1967 savaşından sonra öğrenci birliklerinde aktif olarak çalıştı.
1969’da FHKC saflarına katıldı ve 1981’deki dördüncü kongrede Halk Cephesi Genel Merkez Komitesi üyeliğine seçildi. 1993’te, idari tutuklu olmasına rağmen beşinci ulusal kongrede Genel Merkez Komitesine yeniden seçildi. İşgal altındaki Filistin’de Halk Cephesinin bir şubesinin Komite üyesiydi ve 1994’te ise Batı Şeria şubesinden sorumlu oldu.
FHKC liderlerinden Ebu Ali Mustafa’nın 2001 ağustosunda işgalci tarafından katledilmesinin üstünden kırk gün geçtikten sonra konuşan Saadat, “Bizim şiarımız ‘göze göz, dişe diş, başa baş’ olmazsa şehitlerimizin hürmetini hak etmeyeceğiz. Ebu Ali yoldaşımız sana söz veriyorum ki düsturumuz ‘başa baş’tan az olmayacak” şeklinde yemin ederek söz verdi.
Bu konuşmadan kısa bir süre sonra Filistin Halk Kurtuluş Cephesi, dönemin işgalci Turizm Bakanı Rehavam Zeevi’nin ölümüne yol açan niteliksel bir operasyon gerçekleştirdi.
Zulüm ve tutuklamalarla dolu bir hayat
Saadat, son esir edilişinden önce birçok kez tutuklandı. Şubat 1969’da 3 ay, Nisan 1970’te 28 ay, Mart 1973’te 3 ay, ardından Mayıs 1975’te 45 gün tutuklandı. Mayıs 1976’da 4 yıl, Kasım 1985’te 2.5 yıl, Ağustos 1989’da 9 ay ve Ağustos 1992’de 13 ay süreyle tutuklandı. Saadat, ayrıca Filistin Yönetimi hapishanelerinde 1996’nın Ocak, Mart ve Aralık aylarında dört kez tutuklu kaldı, ancak tutuklanmalar Saadat’ın Halk Cephesi’nde sorumluluk üstlenmesini engellemedi.
Halk Cephesi’nin Ebu Ali Mustafa suikastına cevap olarak işgalcilerin Turizm Bakanına yönelik eylem gerçekleştirmesinin ardından Filistin Yönetimi, Saadat’ı 2002 yılında “yasaklı bir örgüte” liderlik etme bahanesiyle tutukladı ve Eriha hapishanesine gönderdi. 2006 yılında, Amerikalı ve İngiliz “gözlemcilerin” Eriha’dan çekilmesinin ardından işgal güçleri Eriha hapishanesini kuşattı ve hapishaneye baskın düzenledi. Bu baskında Ahmad Saadat ve bir dizi Filistinli tutsak kaçırıldı.
30 yıl hapis cezası verilen Saadat: Mahkemenizi tanımıyorum
İşgalciler, 19 Mayıs 2002’de işgal altındaki Filistin iç kesimlerinde “Netanya”yı hedef alan ve 3 yerleşimcinin ölümüne ve 56 kişinin yaralanmasına neden olan eylemden Saadat’ı sorumlu tuttu.
15 Mart 2006’da işgalciler Saadat’ın yargılanacağını duyurdu. 25 Aralık 2008’de de işgalciler Saadat’ı 30 yıl hapis cezasına çarptırdı ve Ofer cezaevine koydu. İşgal mahkemesinde karar verildiğinde Saadat, Arap ve Filistin medyasının da huzurunda yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Uluslararası hukuka göre yasadışı işgalin bir uzantısı olan bu mahkemenin meşruiyetini tanımadığımı daha önce ifade etmiştim. Mahkemeniz önünde kendimi savunmak için ayağa kalkmıyorum. Halkımızın işgale karşı direnme hakkı meşrudur. Ayrıca, 1945 İngiliz olağanüstü hal yasalarına dayanan bu mahkemenin yasaları, İşçi Partisi liderlerinden birinin onayından sonra yürürlüğe konulan bu yasalarla, Nazi yasalarından daha kötüdür. Halkımı ve onların meşru ulusal bağımsızlık haklarını, kendi kaderlerini tayin ve geri dönüş haklarını savunmak için ise ayağa kalkıyorum. Bu haklar, uluslararası yasalarla güvence altına alınmıştır. Bu bölgede, işgale dayalı bir politika olduğu sürece ne Filistin’de ne bölgede ne de dünyada güvenlik ve istikrar sağlanamaz.
Halkımıza yönelik baskıyı sürdürmenin, boyun eğdirmenin ve halkımızın direnişini kırmanın araçlarından biri olan ve bugün yeniden karşısına çıktığım bu mahkeme, işgal ve politikalarının acizliğinin bir örneğidir. Bu mahkemenin ömrü, İsrail’in Filistin işgalinin ömrü kadardır. Bu araç ve diğer araçlar, hakları için savaşmaya kararlı Filistin halkı karşısında her zaman aciz kalacaktır.
Filistin halkına bağlı olmaktan, onların siyasi ve ulusal hareketlerinden, direnişlerinden ve ulusal haklarının gerçekleştirilmesi için verdikleri haklı mücadeleden gurur duyuyorum. Filistin Halk Kurtuluş Cephesi Merkez Komitesi’nin beni Genel Sekreter olarak seçerek bana güvenmeleriyle de gurur duyuyorum. Üzüldüğüm tek şey, aşağıdaki iki sebepten dolayı görevlerimi yerine getiremememdir:
1- Filistin Yönetimi, enerjimi ve çalışma özgürlüğümü dört yıldan fazla bir süre alıkoydu.
2- Birden fazla taraf (İngiltere, Amerika ve Filistin Yönetimi) tutuklanmam için bir araya geldi.
Gücünüz olduğu için çıkarabileceğiniz ve uygulayabileceğiniz herhangi bir karara rağmen, hareket alanımı da ne kadar daraltırsanız daraltın, halkımın yanında sürdüreceğim mücadelemi durduramayacaksınız.
Yaşasın Filistin halkımızın mücadelesi!”
Marbuta Haber, FHKC’nin 17 yıldır tutsak olan Genel Sekreteri Ahmed Saadat’ın gizlice gerçekleştirdiği mülakatını çevirmiş ve yayınlamıştı.