ABD ordusu, deniz yoluyla insani yardım ulaştırılmasını sağlayacağını iddia ettiği, Gazze açıklarındaki 320 milyon dolarlık yüzer iskeleyi tamamlamak üzere.
Fakat ABD’nin bu ‘insani yardım’ operasyonu için Filistinlilerin tehcirine neden olduğu ortaya çıktı. The New Humanitarian’a konuşan evleri yıkılan bölge sakinleri, bölgede çalışan üç yardım kuruluşu ve bir insan hakları izleme grubu, İsrail ordusunun Gazze Şeridindeki sivil binaları ve evleri, ABD ordusu tarafından inşa edilen iskeleden insani yardım almak üzere bir iniş alanı yaratmak için yıktığını söyledi.
“Kız kardeşimin evine… bu liman uğruna el konuldu,” diyen 34 yaşındaki avukat Ahmed Baliha, Gazze Şehri’nin hemen güneyindeki sahilde inşa edilen çıkarma alanının bulunduğu el-Zehra mahallesindeki evinden çıkarıldı.
Gazze’nin güneyindeki Refah’a taşınan Baliha, “Dün İsrail ordusu tarafından yayınlanan fotoğraflardan buranın yerle bir edildiğini, bölgenin tamamen ortadan kaldırıldığını ve liman için el konulduğunu öğrendiğimizde çok şaşırdık. Şok edici olan, [evlerinin] füzeler yüzünden değil, aksine özellikle limanın kurulması amacıyla havaya uçurulmuş olması,” diye ekledi.
“Varsayım, buranın insansız bir toprak olduğu yönünde”
Gazze Şeridindeki duruma atıfta bulunan BM yeterli barınma hakkı özel raportörü, sivil konutların ve altyapının yaygın bir şekilde tahrip edilmesinin uluslararası bir suç olduğu uyarısında bulundu.
ABD öncülüğünde başlatılan deniz yoluyla yardım götürme projesine insani yardım örgütleri içindeki pek çok kişi kuşkuyla bakıyor. Suriye, Libya ve Sudan’da geniş deneyime sahip eski bir BM insani yardım koordinatörü Ali el-Za’tari, The New Humanitarian’a yaptığı açıklamada, “Varsayım, Gazze’nin yıkımının önünde hiçbir engel olmadığı yönünde. Mülk sahipliği ya da bu bağlamda hayatlar dikkate alınmıyor. Buradaki varsayım, buranın insansız bir toprak olduğu yönünde,” dedi.
İsrail Gazze’ye liman inşa edilmesini engelliyordu
ABD’nin planı çerçevesinde yardım Kıbrıs’tan, Gazze açıklarında ABD ordusu tarafından inşa edilmekte olan bir yüzer platforma gönderilecek. Projede yaklaşık 1.000 ABD askeri yer alıyor.
Yardımlar platformdan daha küçük teknelere aktarılacak ve geçici bir yüzer iskeleye ulaştırılacak, burada kamyonlara yüklenecek, depolara götürülecek ve nihayetinde dağıtılacak.
Yardımların deniz yoluyla ulaştırılması için bu karmaşık sürece ihtiyaç var çünkü Gazze’nin uluslararası bir limanı yok. İsrail on yıllardır bir liman inşa edilmesini engelliyor.
İniş alanı, İsrail güçleri tarafından Mart ayında tamamlanan ve Gazze’yi ikiye bölen, İsrail’in doğu sınırından sahile doğrudan bir rota sağlayan ve el-Zehra yakınlarında sona eren yeni bir yol olan Netzarim Koridorunun sonunda yer alıyor. İsrail güçleri bu yolu Gazze’nin kuzeyine asker ve malzeme taşımak, Filistinlilerin ve yardımların geçişini kontrol etmek için inşa etti.
Filistinlilerin evlerinden geriye hiçbir şey kalmadı
The New Humanitarian, uydu fotoğrafları ve BM uydu izleme verilerini kullanarak, İsrailli yetkililerin mayıs ayı başında faaliyete geçmesi beklenen ABD öncülüğündeki deniz rotasından yardım almak için kurdukları iniş alanı çevresindeki binaların yerle bir edildiğini doğruladı.
İniş alanının çevresinde yaklaşık yarım kilometrekarelik bir alan ‘temizlenmiş’ durumda ve uydu fotoğrafları, yakınlardaki yaklaşık sekiz kilometrekarelik bir alanda binaların kapsamlı bir şekilde yıkıldığını gösteriyor.
İsrail ordusu ayrıca X’te ‘yardım faaliyetleri’ için temizlediği geniş alanı gösteren bir video yayınladı. İsrail ordusuna göre bu alan 67 dönümlük ya da yaklaşık 0,3 kilometrekarelik bir alanı kapsıyor. Kasım 2023 tarihli BM uydu izleme verileri, savaşın o noktasında el-Zehra’daki binalarda büyük hasar olduğunu gösteriyor fakat birçok bina sağlam görünüyor. Hasarın boyutu, çıkarma alanının etrafındaki bölgenin İsrail askeri kontrolü altında olduğu ocak ve şubat aylarında arttı ve mart ve nisan aylarında ‘insani yardım’ çıkarma alanı şekillenmeye başladığında daha fazla yıkım gerçekleşti.
7 Ekim 2023 tarihinden önceki uydu görüntülerinde görülebilen evler, tarım alanları ve ağaçları yerle bir edilmiş, birçoğu da tamamen buldozerle yıkılmış görünüyor. Nisan ortası itibariyle, iniş alanındaki orijinal binalardan geriye neredeyse kumdan başka bir şey kalmamış gibi görünüyor.
Yardım yetkilileri daha fazla yardım ulaştıracak her türlü ek güzergâhın memnuniyetle karşılanacağını söylüyorlar fakat deniz yolunun, İsrail’in sürekli engellemelerine rağmen Gazze’ye yardım ulaştırmanın en etkili yolu olmaya devam eden mevcut kara yollarının yerini alamayacağı konusunda sürekli uyarıda bulunuyorlar.
İşgal güçleri üzüm asmalarını ve incir ağaçlarını bile yok ettiler
Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Gözlemcisinden Muhammed Şehada’ya göre el-Zehra eskiden öğrenciler ve ‘gelecek vadeden orta sınıf Filistinliler’ arasında popüler bir bölgeydi. The New Humanitarian’a verdiği demeçte, ‘evlerin ve binaların önemli ölçüde yıkılması ve tahrip edilmesiyle’ bölgenin büyük ölçüde yok edildiğini söyledi.
Baliha, Kasım 2023’te İsrail mermileri yakınlara düşmeye başladığında, yerinden edilmiş on dört ailenin daha el-Zehra’daki aile evlerinde barındığını söyledi. İsrail ordusu tarafından tahliye edilmeleri emredilince önce Gazze’nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampına, ardından da daha güneydeki Refah’a taşındılar.
Baliha, kız kardeşinin evinin yanındaki tüm evlerin yıkıldığını söyledi. İsrail güçlerinin, Gazze’den meyve ihraç eden komşu bir ailenin ana gelir kaynağı olan üzüm asmaları ve incir ağaçları da dahil olmak üzere yakındaki tarım arazilerini de yerle bir ettiğini sözlerine ekledi. Baliha, kız kardeşinin sahilin hemen dışındaki evinin ve arazisinin 300.000 dolara mal olduğunu söyledi.
“Oradan geçen herkesin anılarımızın, hayatlarımızın, ruhlarımızın ve yıllarca biriktirdiğimiz paralarımızın üzerinde yürüyecek”
Filistinli, “Tüm bu evler ve araziler süpürüldü ve enkazı görme fırsatımız bile olmayacak. Oradan geçen herkesin anılarımızın, hayatlarımızın, ruhlarımızın ve yıllarca biriktirdiğimiz paralarımızın üzerinde yürüyeceğini bileceğiz,” dedi.
43 yaşındaki Abdullah Ebu el-Hinud, el-Zehra’da bir apartmanda yaşıyordu. Maliyeti 55.000 dolar olan evinin yıkımı için tazminat alıp almayacağı konusunda hiçbir fikri olmadığını söyledi. El-Hinud, “Savaş bitebilir ve insanlar evlerinin enkazına ulaşma fırsatı bulabilir ama biz buna bile sahip olamayacağız,” dedi.
Diğer bölge sakinlerinden ve bölgede kalan insanlardan, yıkılan evlerin molozlarının liman inşaatında kullanıldığını duyduğunu söyledi ama The New Humanitarian bu ayrıntıyı bağımsız olarak doğrulayamadı.
El-Hinud, bölge sakinlerine evlerinden ve eşyalarından geriye kalanları kurtarmak için hiçbir zaman fırsat verilmediğini de sözlerine ekledi. Tehcir edilen Filistinli, “Anılarımız ve yaşamlarımız dikkate alınmadan, evlerimizin enkazının bu limanı inşa etmek için kullanıldığını görmekten bahsederken hissettiklerimiz çok ağır. Üzgünüm ve anılarımın ve ruhumun bir kısmının anlaşılmaz hedefleri ve kimliği olan bir proje inşa etmek için kullanıldığını hissediyorum,” dedi.
Bölge sakinleri yıkılan bölgede 10.000’den fazla kişinin yaşadığını ve aralarında özel ihtiyaçları olan çocukların da bulunduğu okullar ile yaşlılar için bir hastane bulunduğunu söyledi.