Siyonist liderlerin, 7 Ekim Aksa Tufanı operasyonu ile bağlantılı şekilde hapsettikleri Filistinlileri, Holokost’un planlayıcılarından Adolf Eichmann’ı 1961 yılında yargıladıklarına benzer bir ‘gösteri mahkemesi’ ile yargılamayı düşündüğü öne sürülüyor.
Bloomberg’de yer alan habere göre, olası bir mahkemenin yerel mi yoksa uluslararası mı olması gerektiği, yeterli kanıtın bulunup bulunmadığı, bireylerin belirli suçlarla ilişkilendirilip ilişkilendirilemeyeceği, yakalananlar ‘küçük oyuncularsa’ gösterinin buna değip değmeyeceği tartışılan konular arasında.
Haberde, İsrail için işleri daha da karmaşıklaştıran meselelerin olduğuna dikkat çekiliyor. “Dünyanın 1961’de küçücük, çırpınan İsrail devletine ve Nazizm tehdidine bakışı, Gazze’yi ve Hamas’ın İslamcı Filistin hareketini vuran bugünün zengin, nükleer enerjili Yahudi devletine bakışından çok uzak,” diyen Bloomberg, dünyada pek çok kişinin Filistin davasına sempati duyduğunun da altını çiziyor. Haberde bu nedenle İsrail’in ‘vermek istediği ders’in istendiği gibi gitmeyebileceği uyarısında bulunuluyor.
Knesset’e sunduğu bir makalede, özel bir askeri mahkemeden yana olan ve uzun süredir uluslararası hukuk uzmanlığı yapan Talia Einhorn, istisnai zamanların istisnai tepkiler gerektirdiğini savundu ve “Egemen İsrail devletini işgal eden teröristler, Yahudi halkının Holokost’tan bu yana yaşamadığı türden ve ölçekte vahşet işlediler,” diye yazdı.
Begin Hukuk ve Siyonizm Enstitüsü’nden sunulan ve askeri mahkeme çağrısında bulunan bir başka belge, Müttefikler tarafından üst düzey Nazileri yargılamak için kurulan Nürnberg askeri mahkemesini ve ABD’deki 11 Eylül saldırılarından sonra yapılan Guantanamo Körfezi duruşmalarını olası modeller olarak gösterdi.
Yakalanan Hamas savaşçılarının nasıl yargılanacağına nihayetinde hükümet ve başsavcı karar verecek ve Adalet Bakanlığı seçenekleri incelemek için bir komite topladı.
Sorunu inceleyen Knesset alt komitesinin başkanı Simcha Rothman, Kudüs’teki ofisinde verdiği bir röportajda, duruşmayı atlamaya ve Hamaslıları ‘yasadışı veya imtiyazsız savaşçılar’ ilan etmeye meyilli olduğunu söyledi. Savaş yasalarına göre, bu tür savaşçıların yasal süreci hak etmediğini ve uzun süreler boyunca gözetim altında tutulabileceğini söyledi.
‘İmtiyazsız savaşçı’, savaş yasalarını ihlal ederek doğrudan silahlı çatışmaya giren ve bu nedenle Cenevre Sözleşmeleri tarafından korunmadığı iddia edilen kişilere verilen isim.
Aşırı sağcı Dini Siyonist partiye mensup Rothman, “Bir dava yıllar alabilir ve dikkatimizi ait olduğu yerden uzaklaştırabilir: teröristlerle tekrar böyle bir şey yapmadan önce nasıl başa çıkılacağını bulmak,” dedi. Rothman ayrıca, savcılığın böyle bir davaya katılmasını önlemek için de bir yasa tasarısı sundu ve “Neden savunmaları için para ödeyelim? Bunu hiçbir kamu avukatına empoze etmem,” dedi.