ABD merkezli yardım kuruluşu World Central Kitchen (WCK), İsrail’in Gazze’ye düzenlediği askeri saldırıda yedi ekip üyesinin öldüğünü açıkladı.
Gıda yardım kuruluşu internet sitesinde yaptığı açıklamada öldürülen yedi kişinin Avustralya, Polonya, İngiltere, ABD ve Kanada çifte vatandaşı ve Filistinli olduğunu belirtti.
World Central Kitchen’ın CEO’su Erin Gore, ekibinin ‘WCK logolu iki zırhlı araç ve yumuşak derili bir araçla çatışmasız bir bölgede seyahat ettiğini’ söyledi.
IDF [İsrail Savunma Kuvvetleri] ile koordineli hareket etmelerine rağmen konvoy, ekibin deniz yoluyla Gazze’ye getirilen 100 tondan fazla insani gıda yardımını boşalttığı Deyr el-Bala deposundan ayrılırken vuruldu.
Gore, “Bu sadece WCK’ya yönelik bir saldırı değil, gıdanın bir savaş silahı olarak kullanıldığı en vahim durumlarda ortaya çıkan insani yardım kuruluşlarına yönelik bir saldırıdır. Bu affedilemez,” dedi.
İsrail işgal güçleri katliamla ilgili olarak ‘kapsamlı bir inceleme’ yürüttüğünü açıkladı.
AB de katliamla ilgili ‘kapsamlı bir soruşturma’ yapılması çağrısında bulundu. Avrupa Komisyonu X’te yayınladığı bir mesajda, “Gazze’de hayatını kaybeden @WCKitchen insani yardım çalışanlarının aileleri ve dostlarıyla birlikte yas tutuyoruz. İnsani yardım çalışanları uluslararası insancıl hukuk doğrultusunda her zaman korunmalıdır. Bu trajedinin kapsamlı bir şekilde soruşturulması çağrısında bulunuyoruz,” dedi.
Avustralya Dışişleri Bakanı Penny Wong tarafından yapılan açıklamada da, Avustralya hükümetinin saldırıyı kınadığı belirtilirken, hükümetinin Netanyahu hükümetine temsilci gönderdiği ve ‘kapsamlı ve hızlı bir inceleme yapılmasını talep ettikleri’ vurgulandı.
Filistinlilere acil yardım sağlayan ABD merkezli bir başka yardım kuruluşu olan American Near East Refugee Aid (Anera), BBC’ye yaptığı açıklamada, WCK’nin daha önce yaptığı duyurunun ardından, Gazze’deki faaliyetlerini dondurduğunu açıkladı.
Anera CEO’su Sean Carroll, “Anera ve WCK olarak Gazze operasyonlarımızı durduruyoruz. Anera ve WCK birlikte Gazze’de haftada yaklaşık 2 milyon öğün yemek sağlıyor,” dedi.
Caroll, gıda yardımını askıya alma kararının kıtlık tehlikesiyle karşı karşıya olan Filistin halkı üzerindeki etkisinin sorulması üzerine şunları söyledi: “İşgalci güç, uluslararası hukuk uyarınca işgal altındaki halka gıda sağlamakla yükümlüdür.”