Haaretz’de yer alan habere göre pazartesi günü Hayfa’da düzenlenen savaş karşıtı bir gösteride gözaltına alınan iki protestocu, salı günü gözaltı sürelerinin uzatılmasına ilişkin duruşma için Hayfa Sulh Ceza Mahkemesi’ne yara bere içerisinde çıkarıldı.
Fiziksel durumları Sulh Ceza Mahkemesi Yargıcı Orit Kantor’un huzurunda yapılan duruşmanın tutanaklarında belirtildi ve 1.500 ila 2.000 şekel (400 ila 550 dolar) kefaletle serbest bırakılmalarına karar verildi.
Yargıç ayrıca, bir polis memuruna saldırdıkları ve kamu barışını tehlikeye atabilecek davranışlarda bulundukları iddialarına ilişkin aleyhlerindeki kanıtların güçlü olmadığını belirtti.
Pazartesi akşamı Hayfa’daki Bahai Bahçeleri yakınında düzenlenen protestoya katılan yaklaşık 250 gösterici sağcı protestocularla karşı karşıya geldi. Polis kalabalığı dağıtmak için atlı polis kullanarak dokuz kişiyi gözaltına aldı. Gözaltına alınanlardan dördü gece saatlerinde kısıtlama şartıyla serbest bırakılırken, diğer beş kişi polisin gözaltı sürelerinin uzatılması talebi üzerine Yargıç Kantor’un huzuruna çıkarıldı.
Gözaltına alınanlardan biri olan 53 yaşındaki Rana Bashara mahkemeye bandajlı ve kolu alçılı olarak çıkarıldı. Kolunun kırık olmadığını, fakat gözaltına alınırken ciddi bir yara aldığını ve hastanede bandajlandığını söyledi.
Haaretz’e verdiği demeçte, protesto gösterisine geçen ay İsrail gözetiminde kanserden ölen ve 1984 yılında bir İsrail askerini öldüren bir hücreye mensup olmaktan 37 yıl hapis cezasını tamamlayan Filistinli tutsak Walid Daqqa’nın resminin bulunduğu bir pankartla geldiğini söyledi. Protestocu, Daqqa’nın cenazesinin defnedilmek üzere ailesine teslim edilmesini talep ediyordu.
Bashara, birkaç dakika sonra bir polis memurunun elinde bir “teröristin resmini tuttuğunu” söylediğini, diğer memurların ise dövizi elinden alarak zarar verdiğini anlattı. Bashara, polisin kendisine tutuklu olduğunu söylediğini ve direnmemesini emrettiğini, kendisini zorla bir polis minibüsüne götürdüklerini anlattı.
Bashara, “Arabaya bindiğimde çantamı elimden almaya çalışmaya başladılar. Çantayı tuttum ve kayışı bırakmam için sağ koluma vurmaya başladılar. Bir aşamada bana metal bir cisimle vurdular ve ardından cisimle koluma kuvvetle bastırmaya ve itmeye başladılar. Bu gerçekten çok acımasızcaydı. Elim yaralandı. Parmaklarım şişti,” dedi.
Geceyi karakolda geçirdiğini söyleyen Bashara, polisin kendisine küfrettiğini iddia etti. Protestocu, “Polis minibüsü karakola vardığında, polis memurları, özellikle de orada bulunan kadınlar, bizi sevinç çığlıklarıyla karşıladı. Bizimle gerçekten alay ettiler, bize küfrettiler, ‘işte sürtükler geliyor’ dediler. Gazze’ye gidin. Hey, sürtükler. Hey, teröristler,” diye aktardı.
Bashara’ya göre, kendisini sorgulayan bir kadın polis de, “Buna hakkınız yok. Gazze’ye git. Burada olmanız için bir neden yok,” dedi.
22 yaşındaki protestocu ve hukuk öğrencisi Layla Abu Eid duruşmaya boynunda ve omzunda morluk izleriyle geldi. Avukatı Adi Mansour duruşma sırasında bir grup polis memurunun kendisine saldırdığını, yere yatırdıklarını ve tutuklama sırasında boğazını sıktıklarını söyledi.