Onlarca protestocu pazartesi günü bir İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) üssünü basarak “Filistinli bir tutukluya yönelik ciddi suiistimal şüphesi” soruşturması kapsamında gözaltına alınan dokuz yedek askerin serbest bırakılmasını talep etti.
Ülkenin güneyindeki Sde Teiman gözaltı tesisinde görev yapan yedek askerlerin gözaltına alınması da olaylara damgasını vurdu. Olayın duyulmasının ardından aralarında aşırı sağcı Knesset üyelerinin de bulunduğu onlarca protestocu üsse girdi ve birkaç saat boyunca orada kaldı.
Dokuz yedek asker, İsrail’in askeri mahkemelerinin ve askeri polisinin merkezi Beit Lid üssüne nakledildi ve burada protestocular mahkeme binasına girerek Askeri Polis memurları ve tesiste barikat kuran askerlerle çatıştı. İsyancılar daha sonra üssün gözaltı merkezine geçerek burada görev yapan askerleri “vatan haini” olmakla suçladılar.
Protestocular üsten ayrıldıktan sonra Gazze Şeridindeki çatışmalardan dönen paraşütçüleri taşıyan otobüslerin ana kapıdan üsse girişini engelledi. Askerler otobüslerden inmek ve üsse yürüyerek girmek zorunda kaldı.
Protestocular arasında milletvekilleri de vardı
Beit Lid’deki göstericiler arasında, bazıları üniformalarında Force 100 (Kuvvet 100) logosu taşıyan silahlı ve maskeli askerler de vardı. Bu birimin savaşın başında yeniden kurulduğu ve Sde Teiman’daki Gazzeli tutsakları korumakla görevlendirildiği düşünülüyor. IDF Genelkurmay Başkanı Herzl Halevy saat 11 sularında Beit Lid üssüne geldi ve “İstifa” sloganlarıyla karşılandı.
Sde Teiman ve Beit Lid’de protesto gösterileri düzenleyenler arasında milletvekili Tally Gotliv, Maliye Bakanı Bezalel Smotrich’in Dini Siyonist partisi üyesi milletvekili Zvi Succot ve Otzma Yehudit milletvekili Limor Son Har-Melech de vardı.
Har-Melech protesto gösterisinde askeri başsavcıyı “suçlu” olarak nitelendirdi ve “İsrail halkı dışarıdan gelen düşmanlara ve içeriden gelen düşmanlara karşı savaşacaktır,” dedi.
IDF, pazartesi günü hem Sde Teiman hem de Beit Lid’de meydana gelen olayların ulusal güvenliğe zarar verdiğini, zira ordunun bu karışıklığı gidermek için kuzey cephesiyle ilgili görüşmeleri ve durum değerlendirmelerini saatlerce durdurmak zorunda kaldığını açıkladı.
Ayrıca IDF, Beit Lid askeri mahkemesinin güvenliğini sağlamak için Batı Şeria’daki birliklerini yeniden konuşlandırmak zorunda kaldığını ve yarın ek kuvvetlerle takviye edeceğini açıkladı.
Başbakan Binyamin Netanyahu Sde Teiman’da sükûnet çağrısında bulundu ve “haneye tecavüzü şiddetle kınadığını” söyledi. Savunma Bakanı Yoav Gallant ise “sivillerin bir IDF üssünü basmasının İsrail demokrasisine ciddi zarar veren ve savaş sırasında düşmanımızın ekmeğine yağ süren ciddi bir olay olduğunu” söyledi.
Gallant, “Savunma Bakanı olarak IDF’ye, sivillerin IDF üslerine izinsiz girişini önlemek üzere gereken her türlü tedbiri alması ve derhal harekete geçmesi için tam destek veriyorum. İsrail Polisini yasaları çiğneyenlere karşı derhal harekete geçmeye ve tüm seçilmiş yetkilileri IDF’yi siyasi arenaya sürükleyen sorumsuz açıklamalardan kaçınmaya çağırıyorum,” dedi.
Cumhurbaşkanı Isaac Herzog da bu çağrıları yineleyerek İsrail’in “yasalara saygılı bir devlet olduğunu” söyledi ve “Knesset’in tüm üyelerinden ve özellikle de sorumlulardan durumu derhal yatıştırmalarını talep ediyorum. İsrail Polisi olaya müdahale etmeli ve kanun ve düzeni yeniden tesis etmek üzere derhal harekete geçmelidir,” dedi.
Tecavüz iddiaları
Her iki yerdeki protestolar, askeri polis tarafından yürütülen bir soruşturmanın ardından dokuz yedek askerin gözaltına alınmasıyla alevlendi.
Gözaltına alınanlar arasında Kuvvet 100’de görevli bir binbaşı da vardı. Askerlerin Filistinli bir tutukluya ağır tacizde bulunduklarından ve zorla “sodomi yaptıklarından” şüpheleniliyor.
Bir güvenlik kaynağına göre, gözaltına alınan kişi vücudunun bir bölümünde oluşan ve yürüyememesine neden olan ciddi yaralanmalarla hastaneye kaldırıldı.
İsrail’deki Tecavüz Kriz Merkezleri Birliği Başkanı Orit Sulitzeanu, şüpheleri duyunca “şoke olduğunu” söyledi ve “Bu mide bulandırıcı uygulamanın kullanılmasını haklı çıkaracak hiçbir koşul yoktur, en kötü düşmanlarımıza karşı bile. Cinsel zarar ve cinsel istismar ciddi suçlardır ve bunlar gerçekleştiğinde sessiz kalmamalıyız,” dedi.
Haaretz tarafından elde edilen ifadeler, Kuvvet 100 üyelerinin son aylarda birçok şiddet olayına karıştığını gösteriyor. Örneğin Sde Teiman’da görev yapan bir asker, birliğin tutuklulara karşı şiddet uyguladığını belirterek, “Bir keresinde herkese yere yatmalarını söylediler ve hemen hücrenin ortasına bir ses bombası attılar, sonra da onları şiddetle tekmelediler,” dedi.
İfadede ayrıca askerlerin zaman zaman tutukluları kenara çekip şiddet uyguladıkları belirtilerek, “Onları sopalarla dövüyorlardı, kırık dişler ve kaburgalar gördüm,” denildi.
Sağcı vekiller mecliste askeri yetkililere kızdı
Knesset Dış İlişkiler ve Savunma Komitesinin gizli toplantısında bazı sağcı milletvekilleri askeri yetkililere yönelik hayal kırıklıklarını dile getirerek yedek askerlerin neden maskeli subaylar tarafından tutuklandığını ve tutuklanmalarına yol açan bilgilerin güvenilir olup olmadığını sorguladı.
Likud milletvekili Tali Gotliv, gözaltına alınan kişinin “eşya kaçırmaya çalışırken yaralanmış olabileceğini” öne sürdü. Askeri yetkililer ise bu iddiaya, söz konusu suiistimalle ilgili soruşturmanın bir süredir devam ettiğini ve tutuklamanın gerekli olduğunu açıklayarak yanıt verdi.
Ulusal Birlik Partisi’nden Gadi Eisenkot, kendi oğlunun öldürüldüğü Cibaliye’den bir Hamas tim komutanına çok az sempati duyduğunu ve tutuklamanın farklı bir şekilde ele alınması gerektiği konusunda İnsan Gücü Müdürlüğü başkanıyla hemfikir olduğunu söyledi.
Eisenkot, IDF üslerine izinsiz girilmesini ve askerlere karşı şiddet kullanılmasını kınayarak IDF’nin gerçeği ortaya çıkarmak için kapsamlı bir soruşturma yürüteceğine olan inancını dile getirdi. Vekil, politikacıları IDF’nin görevlerini müdahale olmaksızın yerine getirmesine izin vermeye çağırdı.
Sağ görüşlü bir milletvekili Askeri Başsavcı’ya “teröristlerin gözaltında tutuldukları sırada askerler tarafından kötü muameleye maruz kaldıkları” yönündeki şikayetlerini iletmek üzere kendileriyle temasa geçilip geçilmediğini sordu. Savcı, bu tür aramaların aşırı şikâyetlerin olduğu durumlarda yapıldığını doğruladı ve bu açıklama büyük eleştirilere yol açtı.