Katar başbakanının danışmanı ve Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Macid el-Ensari, bir İsrail haber kuruluşuna ilk kez özel bir mülakat verdi.
Haaretz ve Kan’a konuşan el-Ensari, Katar’ın ateşkes/rehinelerin serbest bırakılması anlaşmasına varmak için yapılan görüşmelerde Hamas ve İsrail’in tutumundan duyduğu hayal kırıklığını ve rehinelerin daha fazla zarar görmesini önlemek için bir an önce bir anlaşmaya varılması gerektiğini söyledi.
Muhabir Jonathan Lis, hem Haaretz ile röportaj yapma kararının, hem de İsrail vatandaşlığına sahip bir gazetecinin yerel havaalanında pasaportuna damga vurulmasına izin verilmesinin ‘bir yön değişikliğine işaret ettiğini’ yazdı. Lis’e göre, Netanyahu ile ‘lekelenmiş bir ilişki’ içinde olan Katar, İsrail kamuoyuyla doğrudan diyaloğa girmeye daha açık olduğunu gösterdi.
7 Ekim Aksa Tufanı operasyonundan sonra, rehinelerin olduğunu öğrenir öğrenmez hemen iki tarafla da iletişime geçtiklerini söyleyen el-Ensari, “Yedi gün sonra çöken ilk anlaşmada da, her iki taraf arasında tüm rehineleri ailelerine geri döndürecek ve her iki tarafta da hayat kurtarmamıza yardımcı olacak daha sağlam bir anlaşmaya ihtiyacımız olduğunu anladık ve ilk günden itibaren süreç boyunca her iki tarafta da çok daha fazla esneklik, çok daha fazla ciddiyet ve çok daha fazla kararlılık görmeyi umuyorduk,” dedi.
Katarlı diplomat, ‘her iki tarafta’ da ‘yenilenmiş bir kararlılık’ duygusu olması halinde, ‘daha fazla insanı ailelerine kavuşturabilecek bir anlaşmaya varabileceklerinden’ emin olduğunu kaydetti.
Doha’nın Hamas ile olan ilişkilerine de değinen el-Ensari, kendilerinin rolünü, ‘her iki taraf arasında bir anlaşmaya varmak, barışa ulaşmak ve bu rahatsızlığı sona erdirmek için bir yol bulmak’ olarak tanımladı. El-Ensari, Hamas ile iletişim kurma talebinin Washington’dan geldiği iddiasını tekrarlayarak, “ABD’nin bize başvurduğu ve özellikle ve tam da bu tür bir senaryo için Hamas ile bir iletişim kanalı açmamızı istediği 2006 yılından beri bunu yapıyoruz. O zamandan bu yana, özellikle de 2014’ten bu yana sayısız arabuluculuk gerçekleştirdik,” dedi.
Katar’ın, Hamas ile İsrail arasındaki arabuluculuk rolüne devam edip etmeyeceğini tekrar değerlendirebileceğine de işaret eden el-Ensari, “(…) bunun umutsuz bir çaba olduğunu görürsek, o zaman pozisyonumuzu yeniden değerlendirmeli ve sürece nasıl faydalı olabileceğimizi görmeliyiz. Çünkü dürüst olmak gerekirse, bu çatışmanın uzamasının bir parçası olarak kullanılmak istemiyoruz,” ifadelerini kullandı.
El-Ensari mülakatta İsrail’in Refah’ta düzenleyeceği bir operasyonun İsrailli rehinelere zarar vermesi ve bölgedeki masum insanların toplu halde öldürülmesine yol açması ihtimalinden duyduğu ‘büyük endişeyi’ de dile getirdi.
Katarlı, “Bu süreç boyunca hep aynı bakış açısına sahip olduk: Sahadaki her tırmanış süreci sekteye uğratır. Sahadaki her tırmanış rehinelerin hayatını riske atıyor. Sahadaki her tırmanış Gazze’deki siviller için daha fazla ölüm anlamına geliyor. Böyle bir operasyonun sayısız sivilin ölümüne yol açacağından eminiz ve ABD’deki, Avrupa’daki ve dünyanın dört bir yanındaki ortaklarımızla birlikte bunun artık sona ermesi gerektiği yönündeki endişelerimizi dile getirdik. Bunun artık sona ermesi gerekiyor ve masaya oturup bir anlaşma yapmaktan başka bir seçenek yok,” dedi.