Lübnanlı mücadele insanı Enis Nakkaş, korona tedavisi gördüğü Şam’daki hastanede hayatını kaybetti.
Birkaç haftadır korona ile mücadele eden Nakkaş’ın yakından takip ettiğimiz sağlık durumu ile ilgili olumlu haberler almıştık fakat korona illeti Enis Nakkaş’ı da aramızdan aldı. Nakkaş, vefatından 3 gün önce, bundan 3 hafta önce vefat eden ablası Salma Nakkaş’ın yanında gömülmek istediğini vasiyet etti. Cenazesi, yarın defnedilmek üzere Şam’dan Beyrut’a nakledilecek.
Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC), Filistin Demokratik Halk Kurtuluş Cephesi (FDHKC), Suriye Enformasyon Bakanlığı, Hizbullah, FHKC-Genel Komutanlık, Fetih Hareketi ve birçok yetkili kişi ve kurum taziye mesajları yayınladı.
FHKC Genel Sekreteri Abu Ahmed Fuad, Nakkaş için şunları söyledi: Tarihin bir yerinde, askeri eylemlilik başta olmak üzere birçok alanda FHKC’ye yoldaşlık etmiş olmasından dolayı onur duyuyoruz.
Vefat haberi, Arap dünyasında on binlerce paylaşım ve birkaç farklı tag ile sosyal medyada ilk sıralarda yer aldı. Bu taglerden bir tanesi, Nakkaş’ın verdiği mücadeleyi işaret ediyor: (Enis_Filistin) أنيس_فلسطين
Enis Nakkaş ile 2011 yılında öğrenciliğimde, iki günlük bir panel etkinliği için Ankara’ya gelen şair, yazar ve aydın Araplardan oluşan bir gruba tercümanlık yaparken tanıştım.
Panelin ardından bizi yemeğe götüren otobüsün en arka sıralarında oturan, yıllarca İsrail zindanlarında kalmış olan Filistinli devrimci yazar Tahsin el-Halebi’ye “Herkes Enis Nakkaş’a dikkat kesiliyor. Gruptaki diğer Araplardan farklı bir duruşu var. Bu Enis Nakkaş kimdir?” diye sorduğumu hatırlıyorum.
Tahsin el-Halebi, arka sıralardan gür sesiyle, ön sıralarda oturan ve yanındaki ile derin bir tartışmaya dalmış olan Enis Nakkaş’ın da duyacağı şekilde: O bir savaşçı, büyük bir mücadele insanı, Filistin davasına ömrünü vermiş bir devrimci… Enis Nakkaş, arkasını dönüp teşekkür etti.
Enis Nakkaş kimdir?
1951 yılında Beyrut’ta doğdu. Çocukluk arkadaşları, çoğunlukla İsrail’in işgali, katliamları ve zorla göç ettirme politikaları nedeniyle Beyrut’a mülteci olarak gelmiş olan Filistinlilerdi.
Filistinlilerin ve arkadaşlarının yaşadığı acılardan etkilenen Enis Nakkaş, daha 16 yaşında iken gizli bir şekilde Fetih Hareketine üye oldu ve Hareket içinde ‘Makased’ (Hedefler) hücresini kurdu. O zamanlar Lübnan’da da etkin olan öğrenci hareketlerinin içerisinde de en ön cephede yer alıyordu.
1969 yılında, 18 yaşında iken, Fetih içerisinde askeri faaliyetlere başladı ve Fetih’e bağlı “Öğrenci Taburu” birliği altında askeri eğitim aldı. Kısa süre içerisinde zekası ve dehası ile hızlıca öne çıktı, tanınmaya başladı ve askeri eğitimleri kendisi vermeye başladı.
Filistin Davası için, Filistin’den ve dünyanın dört bir yanından gelen solculara ve devrimcilere verilecek gerilla eğitiminden kendisi sorumluydu.
Bir sohbetinde, bir Türkiyeli devrimcinin 1973-Ekim savaşında fırlattığı roket ile ilk defa İsrail uçağının düşürüldüğünü anlatmış, bahsi geçen devrimcinin ismini sorduğumda, yüzlerce yoldaşını bu davada kaybetmiş olan Nakkaş, haliyle Türkiyeli devrimcinin ismini hatırlayamadığını söylemişti.
Nakkaş, askeri eğitim ile ilgili olarak 2015 yılında yaptığımız bir röportajda şunları söylemişti:
“Birçok devrimciye askeri eğitim verdim. Fetih açık bir yapıydı. Solcusu da sağcısı da eğitime geliyordu. Birçok insanı tanıma fırsatı buldum. İranlılar da geliyordu. Türkiyeli devrimcilerin geldiği gibi. Kimse zorla gelmiyordu. Adil bir davaya destek için gönüllü olarak geliyorlardı. Fedai eylemlerine katılan İtalyanlar vardı. Eğitime gelen Türkiyeliler ise Marksistti. Türkiyeli devrimciler, Türkiye’de devrim yapamadı ama İranlılar İran’da devrim yapabildi. Devrimin hemen ardından İran’da Filistin’in büyükelçiliği açıldı. Merkezi davamız Filistin idi. Hala da Filistin. Bir şey değişmedi. İran ile var olan ilişkilerim, Filistin için. Bu ilişkilerimin ne dini meselelerle ne de İslam Cumhuriyeti ile ilgisi var.”
1973 savaşında, işgal altında kalan Filistin’deki İsrail noktalarını, ilk defa füzelerle hedef alan askeri grubun da içerisindeydi Nakkaş.
Enis Nakkaş bu yıllarda, Filistin Kurtuluş Örgütü kurucuları olan Yaser Arafat ve 1988’de Tunus’ta Mossad’ın suikastına kurban giden Halil Vezir’e çok yakındı. Fetih’ten ayrılana kadar Arafat’ın en çok güvendiği yardımcılarından biri olmuş Enis Nakkaş, kod adı olarak Halid ismini kullanıyordu.
1975 yılının sonlarında “Çakal Carlos” lakaplı İlyiç Ramirez Sanchez ile birlikte, Viyana’da OPEC üyesi ülkelerin petrol bakanları toplantısını hedef alan eyleme, eylemin liderlerinden biri olarak katıldı. Eylemde, OPEC üyesi ülkelerin petrol bakanları rehin alındı, perdeli bir otobüse bindirildi ve ardından bir uçak ile Cezayir’e götürüldü.
Nakkaş, bu eylem için Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’nin ‘Dış Operasyonlar’ bölümünden sorumlu Wadi Haddad’ın teşkilatına katıldı. 1978 yılında Mossad’ın zehirlediği FHKC liderlerinden Wadi Haddad, Nakkaş ile hiçbir zaman bir araya gelmemişti ama o dönemde genç yaşına (24) rağmen Halid ismiyle bilinen Nakkaş’tan herkes gibi etkilenmişti.
Enis Nakkaş birçok defa birçok yerde, bu eyleme katılım amacının, eylemin bazı hedeflerini değiştirmek olduğunu anlattı. Eylemin başında, dönemin sloganı olan “devrimci şiddet” gereği, İran ve Suudi Arabistan petrol bakanlarının öldürülmesine dair talimat verilmişken Nakkaş, Carlos ve eyleme katılan diğer yoldaşlarını aksine ikna etti ve eylem bir anlaşma ile sonlandırıldı.
1978 yılında Fetih’te ayrıldı ama ona rağmen Fetih liderleri, Nakkaş’ı kendilerinden biri olarak görmeye devam ettiler. Yaser Arafat, Nakkaş ile iletişimini sürdürdü.
Bu yıl içerisinde, İsrail’in saldırılarından en fazla etkilenen, bu saldırılardan ve işgallerden dolayı yoksullaşan Lübnan güneyinde, yeşermeye başlayan direniş gruplarının ilk kurucularından biri oldu Enis Nakkaş.
Nakkaş, daha o zamanlarda Lübnan güneyini, İsrail işgaline ve saldırganlığına karşı bir ön cephe olarak gördü ve buna uygun eylemlilik içerisinde yer aldı. Kendisinin kurucuları arasında olduğu Lübnan güneyindeki ilk direniş grupları, 1982 yılında İsrail’i Beyrut’tan kovan ve geniş bir ittifakı kapsayan Lübnan Ulusal Direniş Cephesi içerisinde de yer aldılar.
Enis Nakkaş, İsrail’e karşı Hizbullah’a 2006 savaşını kazandıran komutan olarak bilinen ve 2008’de Mossad tarafından suikast ile öldürülen İmad Muğniyye’yi de yakından tanıyordu ve 1970’li yıllarda Muğniyye’ye askeri eğitim verdi.
Enis Nakkaş, 1980 yılında İran eski başbakanı Şahpur Bahtıyar’ı Paris’te hedef alan başarısız suikast girişiminde yaralanmış ve kısa bir süre hastanede tedavi gördükten sonra 10 yıl cezaevinde kalmıştır. Bu süreç içerisinde biri 130 günlük olmak üzere 3 açlık grevine giren Nakkaş, yoldaşlarını kapsamayan hiçbir affı kabul etmedi.
Enis Nakkaş Fransa’da cezaevinde iken Fransızca ve Farsça dillerini geliştirdi. 2019’daki Türkiye ziyaretinin dönüşünde Esenboğa havaalanında uçağını beklerken, cezaevinde Freud üzerine çok okuduğunu ve psikanaliz kuramı ile düşüncelerini harmanlayan bir kitap yazdığını da anlattı.
Nakkaş bu kitabın taslağını yıllarca sakladıktan sonra, gözden geçirmesi için yayıncı bir arkadaşına vermiş ama İsrail’in Lübnan’a yönelik bir saldırısında, kitap taslağının olduğu ev vurulunca taslak da yok olmuş.
Enis Nakkaş ayrıca mücadelelerle dolu hayatını ve anılarını yazıyordu. Maalesef bu kitabı da yayınlama fırsatı bulamadan aramızdan ayrıldı. İkili sohbetlerinde bu anılarını yüzeysel anlatırdı: İsrail’e karşı direniş yılları, Lübnan iç savaşı, Yaser Arafat’ın Fetih’i ile Hafız Esad liderliğindeki Suriye’nin karşı karşıya gelişi, Viyana eylemi, Al-Jazeera Tv’de Suudi Krallığına yönelik sert ve güçlü eleştirilerinden sonra Katar Emiri’nin Nakkaş’a daveti, Suudi Krallığının Nakkaş’ı susturma hedefiyle rüşvet teklifleri…
‘Arap Baharı’ ile birlikte, Nakkaş’ın yaptığı sunumlar, yazdığı makaleler ve TV programları, bölge ile ilgilenenler açısından yol gösterici olmuştur. Medyaşafak sitesi için katıldığı birçok TV programını Arapça’dan Türkçeye çevirdikten sonra, 2015 yılında ilk röportajımızı yaptık. Daha sonra Ankara, Antakya, Samandağ ve İstanbul’daki etkinlikler ve paneller için Türkiye’yi birçok defa ziyaret etti.
Özellikle komşu Suriye’yi tartıştığımız yıllarda, Nakkaş’ın Suriye ve bölgeye dair analizleri Arap medyasında çok güçlü bir şekilde yer buldu. Biz de bu analizlerden ve meselelere yönelik isabetli görüşlerinden yaralandık.
Suriye krizinin başlarında da eski Katar Emiri, Esad’ı ikna etmek üzere Nakkaş’tan aracı olmasını talep eder. Talepleri arasında Filistin örgütlerin Şam’dan çıkarılması ve Hizbullah’a desteğin kesilmesi vardır. Nakkaş’ın Katar Emirine cevabı şöyle olur: Önce beni ikna etmeniz gerekir.
Nakkaş, “Levanten Konfederasyon” isimli son kitabının Türkçeye çevrilmesini de istiyordu. Bu nedenle kitap basıma gitmeden önce, kitabın nüshasından bir tanesini Türkçeye çevirmek üzere almamı istedi. Maalesef kitabın çevirisini bazı nedenlerden dolayı yapabilmiş değiliz.
Son yıllarda “Bölgesel Barış ve İşbirliği Meclisi” başlığıyla Türkiye’de sol partiler, sendikalar, CHP’den yetkililer ve Kemal Kılıçdaroğlu, HDP, Saadet Partisi’ne yakın şahsiyetler, akademisyenler ve gazetecilerle bir araya geldi.
Bu meclisi şöyle tanımlıyordu: Nehirler Türkiye’den aşağı akıyor, petrol ve doğalgaz Irak ve İran’dan yukarı akıyor. Buradaki Araplar, Kürtler, Türkler, Farsiler ne olursa olsun yüzyıllar boyunca beraber yaşadı. Buradaki zenginliği, bu halkların yararına kullanmak üzere yeniden beraberlik kurabiliriz, emperyalistlerin ve bölgeye sürekli müdahale eden dış güçlerin üzerinde tepindiği ve çatışmalara neden olan yapay sınırları kaldırabiliriz. Kimliklerimizi, birbirimizle çatışmak yerine, aramızda bir ağ kurmak adına yan yana getirebiliriz. Meclis bu aracı rolü oynayabilir.
Filisin Rum Ortodoks Piskoposu Ataullah Hanna taziye mesajında şöyle diyor: Filistinliler, adil davalarını savunan mücadele insanlarını unutmayacak. Bölge ve bölge halklarının barışı için büyük uğraş veren ve bize çok şey öğreten Enis Nakkaş’ı biz de unutmayacağız.
Kudüs’ün duvarlarına, Filistin davasına ömrünü veren ve bu uğurda hayatını kaybedenlerin isimleri gibi, Enis Nakkaş’ın da ismi yazılacak.