Lübnan Al-Akhbar gazetesi, Suriye Kürtleri Şam’a karşı savaş teklifini reddedince ABD’nin Arap aşiretleri ile anlaştığını iddia etti.
Akhbar gazetesinin konuya dair kapsamlı haberine göre ABD, Suriye’nin doğusunda Suriye ve İran destekli gruplara karşı harekete geçmeyi planlıyor.
Akhbar gazetesinin söz konusu haberi şu şekilde:
“ABD, Deyrizor’da Arap aşiretleri ile toplandı
Amerika’nın Fırat’ın doğusundaki Arap aşiretleri arasından bir güç oluşturma projesi yeni bir proje değildi, ancak bugün yeniden canlanması, yeni hedefleri işaret ediyor. Suriye ordusunu ve İran destekli diğer yardımcı güçleri hedef alan bu adım, ilk defa Suriye’de askeri mevcudiyeti olan tüm tarafların aktif olarak yer aldığı bir bölgede yeni çatışmaların temelini atacaktır. ABD’nin bu hareketliliğinde yeni olan şey ise Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile herhangi bir koordinasyon olmadan ilerliyor olması. SDG’nin bu projeyi reddetmesinin altında, Şam ve Tahran dahil herkesle ilişkilerde dengeyi koruma arzusu ve Suriye ordusuyla dostluk-düşmanlık durumunu sürdürmeye olan bağlılığı yatıyor.
SDG’nin bunun için haklı gerekçeleri var. Bunların başında, Suriye ordusunun Kürt kontrolündeki alanlar başta olmak üzere Türkiye sınırının geniş bölgelerinde bulunması ve olası yeni bir operasyona karşı bu bölgeleri koruması geliyor. Bunun yanında Fırat’ın doğusunda Suriye ordusu ile savaşırken batısında ittifak halinde olmak SDG açısından mantıklı değil. Ayrıca SDG, ABD’nin kendinden vazgeçme ihtimaline karşı Şam ile ilişkileri koruma niyetinde.
Şam yanlısı ‘Halk Direnişi’ ABD üslerini rahatsız ediyor
Her halükarda, Şam yanlısı “halk direnişinin” Amerikalılar üzerindeki artan baskısı ve ABD’nin Rimeylan, Koniko ve Al-Omar’daki müstahkem üslerine, helikopter pisti vb. hassas noktalarına ulaşmadaki başarısı, ABD’yi caydırıcı önlemler almak ve SDG’yi Fırat’ın batısındaki bölgeye askeri bir operasyon başlatmaya ikna ederek mümkün olan en uzak mesafeden kalelerinin çevresini korumaya çalışmak üzere düşünmeye sevk etti.
Bu bağlamda, bilgi sahibi kaynaklar Al-Akhbar gazetesine, ABD’nin SDG’ye ‘’El Bukemal şehrini kontrol etmek, Şam-Bağdat yolunu kesmek, kuzeydoğu Suriye’deki Amerikan üslerinin etrafındaki güvenlik kordonunu genişletmek ve Fırat’ın güneydoğusundaki bölgeleri Al-Tanf üssü çevresine bağlayana kadar genişletmek için askeri bir operasyon hazırlamasına yönelik teklif’’ götürdüğünü doğruladı.
Kürtler ABD’nin teklifini reddetti
Kaynaklar ayrıca “SDG, sınır bölgelerini olası bir Türk saldırısından korumakla meşgul olduğunu gerekçe göstererek bu fikri tamamen reddetti ve tüm bu alanları kapsayacak ve koruma sağlayacak askeri güçlere sahip olmadığını bildirdi” diyor.
Kürtlerin Amerikan teklifini reddetmesi, ABD’yi alternatifler düşünmeye sevk etti; bunların başında Haseke, Deyrizor ve Rakka’daki Arap aşiretlerine göz kırpmak ve belirli bazı teklifler karşılığında yeni projeye dahil olmayı ne ölçüde kabul edebileceklerini keşfetmek geliyor. ABD’nin teklifleri arasında Arap bölgeleri üzerindeki SDG etkisinin kaldırılması ve bölgede oluşturulacak Arap kuvvetlerine geniş yetkiler verilmesi var. Amerikalılar, Suriye ordusuyla temas hatlarının varlığı ve aşiretleri petrol sahalarından yararlanmaya teşvik etme olasılığı nedeniyle girişimlerini önce Deyrizor’da ilerletmeye karar verdiler.
Bu temelde, yaklaşık dört ay önce bir Amerikan heyeti, Deyrizor kırsalındaki El-Kasra bölgesini ziyaret ederek, SDG ile koordinasyon -veya bir SDG temsilcisinin varlığı- olmaksızın bölgedeki şeyhler ve aşiret ileri gelenleriyle görüştü. Bölgedeki yerel kaynaklar, Al-Akhbar’a şunları aktardı: “Heyet, toplantıya katılanlara, bölgeyi yönetme ve Amerika Birleşik Devletleri’nin üslerini korumasına yardımcı olmak için aşiret üyelerinden güçler oluşturulması ve yerelde tek bir Kürt savaşçının varlığı olmaksızın Deyrizor’un tüm kırsalını kontrol eden Kürt liderlerden bağımsız nüfuz garantisi önerdi.’’ Kaynaklara göre yerel liderler bu öneri karşılığında ‘’Kürtlerin elini bölgeden çekmesi ve askeri ve güvenlik nüfuzlarını sona erdirmesi veya azaltması için Amerikan baskısı’’ talep etti.
Amerikan heyetinin bu öneri için ön onay aldığı, ‘’Deyrizor Askeri Meclisi’’ liderliği için SDG’ye bağlı Ahmed El-Habil isminin yerine başka isimler konuşulmaya başlandığı ve ÖSO komutanlarının isminin geçmeye başladığı iddia ediliyor.
İkinci Arap aşiretleri toplantısı Haseke’de
Aynı şekilde bir başka Amerikan heyeti de bu ayın başında Şammar aşiretinin şeyhliğine bağlı “Sanedid Güçleri”nin kontrolündeki bölgelere giderek, örgüt lideri Bandar Al-Jarba ile görüşme sağladı. Bunun ardından El-Tanf bölgesini Fırat’ın doğusundaki bölgelere bağlamanın bir başlangıcı olarak, “El-Sanadid” ile “Özgür Suriye Ordusu” arasında koordinasyon sağlamaya yönelik bir Amerikan planının varlığına dair sızıntılar yayılmaya başladı.
Bu bağlamda Al-Sanedid Güçleri’ne yakın bir kaynak, ‘’Uluslararası koalisyon heyeti, bu güçlerin askeri rolünü arttırma ve SDG saflarındaki en güçlü ve en kalabalık Arap gücü olarak daha geniş bir askeri nüfuz elde etmelerini sağlama arzusunu dile getirdi” dedi.
Kaynağa göre heyet ayrıca -Özgür Suriye Ordusu ile birleşme veya Suriye ordusuyla savaşma fikrine değinmeden- Al-Sanadid Güçleri’nden -sağlanma olasılıklarını araştırmak üzere- bölgede elde etmek istedikleri yetkileri Koalisyon güçlerine belirtmesini istedi.
Kaynak, Al-Akhbar’a yaptığı açıklamada, “ABD’nin, Al-Sanadid Güçleri’nden Suriye ve İran destekli güçlere karşı Al-Tanf yönünde hareket etme talebinde bulunduğuna dair’’ haberleri yalanlayarak “Sanadid liderliği, kendisine sunulursa böyle bir talebi reddedecektir, çünkü Suriye ordusu ve onu destekleyen güçlerle savaşma fikrini kesinlikle reddediyor” iddiasında bulundu ve ekledi: ‘’Sanadid Güçleri, terörle savaşan ulusal güçlerdir ve terörle mücadeleye yönelik her türlü çabayı desteklemeye ve Suriye Cezire’nin tüm bölgelerinde aşiret mensuplarına yönelik her türlü tehdidi püskürtmeye hazırdır.’’
Bir aşiret kaynağı, Al-Akhbar’a yaptığı açıklamada, “El-Kasra toplantısına katılan şahsiyetlerin bölgede sosyal olarak dengeli olmadığını ve etkilerinin sınırlı olduğunu; Amerikalıların, Suriye ordusuna karşı yeni bir cephe açmada başarısız olmalarını beklediklerini’’ söyledi . Kaynak ayrıca, “bölgedeki genel ruh hali ordunun kontrolündeki bölgelere herhangi bir saldırıyı reddediyor ve herkes bakış açılarını yakınlaştıracak ve her şeyi savaş öncesindeki gibi eski haline getirecek ulusal bir uzlaşma sağlayacak adımlar arıyor” dedi.